Nöropatik ağrılar doku ağrılarından farklı olarak, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki hasardan ya da hastalıktan kaynaklanan ağrılardır. Dolayısıyla yanlış alarm çalıyor, bir yerinizi jilet kesmiyor ama kesiyormuş gibi bir acı duyuyorsunuz. Ya da yanıyor gibi olduğunu söylerler mesela şeker hastaları ayaklarının altının yandığını söylerler. Nöropatik ağrı, insanları hayattan kopartmasına rağmen doğru tedavi edildiği taktirde kurtulmanın da mümkün olduğu bir ağrıdır.
Normal bir ağrıda yani doku ağrılarında ise sağlam bir sinir sistemi bize ağrı duygusunu duyurur çünkü alarmın çalması için alarmla sistem arasında kablonun sağlam olması gerekir. Örneğin, jiletle eliniz kesilirse, sinirler jiletle kesilme hissini beynimize duyurur.
Allodini ise, pamuk gibi yumuşak bir cisimle bile kişinin vücuduna dokunulduğunda jilet kesiyor hissine kapılarak yanlış bir alarm gibi tepki vermedir.
Fantom ağrı (hayalet ağrı) ise kesilen bir organın yerinde olduğu sanılarak ağrı duyulmasıdır.
Nöropatik ağrının sıklığını bilmeme nedenimiz diyabet gibi bazı hastalıklardaki nöropatik ağrılara bakacak olursak yüzde 1-2 gibi bir sıklık görülüyor ama bu belki de yüzde 10’lara kadar çıkabiliyor çünkü birçok şey nöropatik ağrıya dönebilmektedir. Mesela sinir sıkışması, bel fıtığı ağrıları ilerlediğinde ve sinir hasarı yaptığında kronikleştiğinde bunlar da nöropatik ağrı yapmaktadır. Empati yapmak zor ama hem yanar hem donar olduğunu hissedenler de var çünkü ikisi de yanlış alarm, bu tür ağrılar nöropatik ağrılar ve bunlar kronik ağrılardır. Bu ağrılar, insanları hayattan koparan ağrılardır.
Bedenimizin her yeri sinirlerle kaplı olduğu için vücudumuzun her yerinde nöropatik ağrı olabilir. Mesela şeker hastalarında en fazla ayaklar ve ellerde ağrılar görülür. Hastanın ayağı yanıyor, uyuşuyor, karıncalanıyor ve hastalık ilerledikçe ağrının ellere de yayıldığını söylüyor. Doku ağrılarından farklı olarak nöropatik ağrılar gece ortaya çıkar ve artar. Üstüne üstlük sadece ağrı değil uykusuzluk ve buna bağlı olarak gelişen başka sorunlarda ortaya çıkabiliyor. Hem Tip-1 hem de Tip-2 diyabette rastlanmakla birlikte yine de nöropati tip-2’lerde biraz daha fazla. Nedeni ise, şeker hastalığında şekerin süresi ve glisemi düzey dediğimiz şekerin yüksekliği nöropati gelişmesi için bir risk faktörü. 10-15 yıldır diyabetli olan birisi, 2-3 yıldır diyabeti olan birisine göre daha yüksek bir riske sahiptir. Tip-1 diyabette ise insülin kullanılıyorsa şeker düzeyi iyi kontrol ediliyor demektir ve şekeri kontrol ediyorsanız nöropati gelişimi daha düşüktür.
Karıncalanma da bir nöropatik ağrıdır mesela bacak bacak üstüne attığınızda bir süre sonra karıncalanma hissedersiniz ve bacağınızı indirirsiniz ama nöropatik ağrı hastaları bunu devamlı yaşar. Kaşınma da nöropatik ağrı semptomu olabiliyor, çıldırtıcı bir kaşıntı olabilir. Bu bir doku sorunundan kaynaklanmayıp sinirin yanlış alarmından kaynaklanıyorsa bunu susturamıyorsunuz. Ağrıyı önlemek için, hastalığın adını doğru koyup doğru tedavi uygulamak gerekiyor.
Nöropati hastalığını çok iyi tanıyan kişi hastalardır. Karıncalanma nöropatik ağrı için iyi bir şikâyettir. İğnelenme, karıncalanma, uyuşukluk ama rahatsız edici bir uyuşukluktur, yanma olabilir. Donma, kişi doğrudan acı hissediyor olabilir jilet kesiği ya da çivi batması gibi hissedebilir. Elektrik çarpması gibi bir acı hissedebilir bunlar doku hasarında olmaz. Sizi gerçekten elektrik çarpmıyorsa bu bir sinir ağrısıdır bunun dışında kaşınma gibi de seyrek belirtiler olabilir. Çok önemli bir belirti vardır biz buna allodini diyoruz, kişinin dokunulduğunda acı hissetmesidir. Normalde bir insana pamukla dokunduğunuzda acı hissetmez ama nöropatik ağrıda sinirlerde hatlar o kadar karışıyor ki; sinir aldığı şeyi yanlış yere iletiyor. Beyin pamuğu jilet sanıyor, beyinde jiletle kesiliyormuş gibi bir acı hissediyor. Bu nöropatik ağrıda çok tipiktir.
Tedavide de sorunun adının doğru konulması çok önemli. Hastaya ilk sorumuz şudur, “ağrı kesici iyi geliyor mu?” Hasta, “çok iyi geliyor” dediğinde orada bir terslik var demektir. Ağrı kesici nöropatik ağrıya iyi gelmez ama beraberinde bir doku sorunu varsa ağrılara o da katkıda bulunuyorsa biraz iyi gelebilir. Sadece nöropatik ağrıyı geçiren ilaçlar var ve başka hiçbir ağrıya etkisi olmayan ilaçlardır. Doğru ve düzgün kullanıldığında bu ilaçlar son derece başarılıdır.
Ancak bu ağrılara yol açan nöropatiyi de tedavi edelim dediğimizde etyoloji için birtakım tetkikler yapıyoruz ama bütün bu tetkikler normal bile çıksa, hastanın ifade ettiği ağrılar nöropatik ağrı tipi ise ve yerleri de sinir dağılımına uyuyorsa, sadece bu kadarı tanı koymak için ve tedaviye başlamak için yeterlidir.
Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.
İlgili Makaleler
Ameliyatsız Migren Tedavisi
Ameliyatsız migren tedavisi, cerrahi müdahale gerektirmeyen, daha az invaziv ve genellikle daha güvenli olan tedavi yöntemlerini ifade eder.
Devamını OkuEEG ve EMG
EEG ve EMG, klinik uygulamalarda sıkça başvurulan testlerdir ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için doğru tanı ve tedavi süreçlerinde kritik bir rol oynar.
Devamını OkuUyku Bozuklukları
Uyku insan yaşamının 3 te birini kapsayan fizyolojik bir ihtiyaçtır. Uyku bozuklukları, birçok psikolojik veya nörolojik rahatsızlıklara bağlı ortaya çıkabileceği gibi, sadece uyku bozukluğu olarak da görülebilir
Devamını OkuPeriferik ve Santral Sinir Sistemi Hastalıkları
Santral sinir sistemi, diğer adıyla merkezi sinir sistemi beyin ve omurilikten, ayrıca bunlarla bağlantılı olan sinirlerden meydana gelmiştir. Çevresel sinir sisteminden duyusal impulsları alır, buna yanıtı kontrol eder. Santral sistem vücuttaki kontrol ağı gibidir. Bu sistemden etkilenen faaliyetler ise, kas kontrolü, nefes alıp verme, görme ve bellektir. Bu önemli bölümdeki hasarda ya da bir hastalığın bu alanı etkilemesi sonucunda ciddi sağlık sorunları yaşanabilir. Beyinde anormal elektriksel aktivite sonucunda epilepsi yani sara hastalığı, otoimmün hastalıktan oluşan multipl skleroz MS, dopamin eksikliği nedeniyle parkinson hastalığı oluşabilir. Bunlar gibi santral sinir sistemindeki bozukluklardan kaynaklanan çeşitli rahatsızlıklar bulunmaktadır
Devamını OkuParkinson Hastalığı
Parkinson hastalığı kademeli olarak ilerleyen (progresif) bir hastalık türü olup ve yol açtığı el, kol, bacak, çene ve yüzün titremesi gibi belirtiler zaman geçtikçe kötüleşir. Hastalık ilerledikçe kişi yürüme, konuşma zorluğu yaşayabilir ve günlük basit ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak duruma gelebilir.
Devamını OkuNöropatik Ağrılar
Nöropatik ağrılar doku ağrılarından farklı olarak, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki hasardan ya da hastalıktan kaynaklanan ağrılardır. Dolayısıyla yanlış alarm çalıyor, bir yerinizi jilet kesmiyor ama kesiyormuş gibi bir acı duyuyorsunuz. Ya da yanıyor gibi olduğunu söylerler mesela şeker hastaları ayaklarının altının yandığını söylerler. Nöropatik ağrı, insanları hayattan kopartmasına rağmen doğru tedavi edildiği taktirde kurtulmanın da mümkün olduğu bir ağrıdır
Devamını OkuMultipl Skleroz ve benzeri hastalıklar
Halk arasında MS hastalığıolarak bilinen Multiple Skleroz;hareket aksaklığı, kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, dengesizlik, konuşma ve görme bozuklukları gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Ataklar halinde görülen MS, erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla görülüyor.
Devamını OkuMigren Tedavisi
Bazı migrenlerin önlenmesine ve daha az ağrılı hale gelmesine, ilaçlar yardımcı olabilir. Migrenin tedavisinde etkili olan başka yöntemler de bulunmaktadır.
Devamını OkuMigren Nedir?
Bir migren, genellikle başın bir tarafında şiddetli zonklama ağrılarına veya nabız atma hissine neden olabilir. Genellikle bulantı, kusma ve ışığa/ sese aşırı hassasiyet eşlik eder. Migren atakları saatlerce hatta günlerce sürebilir ve ağrı o kadar şiddetli olabilir ki günlük aktivitelerinize engel olabilir.
Devamını OkuFelç Nedir?
Felç, vücudunuzun bir kısmında kas fonksiyon kaybıdır. Kısmi veya tam ve geçici veya kalıcı olabilir. Felç, vücudunuzun herhangi bir bölümünü, hayatınızdaki herhangi bir zamanda etkileyebilir. Bunu yaşarsanız, etkilenen bölgelerde muhtemelen ağrı hissetmezsiniz.
Devamını OkuKas Hastalıkları
Hemen hemen her yaş grubunda görülebilen kas hastalıkları (miyopatiler), günlük yaşamın büyük oranda kısıtlayan ve hızla ilerleyen hastalıkların başında gelmektedir. Doğru ve erken teşhisin oldukça önemli olduğu kas hastalığında genetik etkenler büyük bir rol oynamaktadır. Genellikle ailesinde kas hastalığı bulunan kişilerde rastlanılan bu hastalık 2-3 kuşak ilerisinde de gözlemlenebilir. Kesin tedavisi bulunamayan kas hastalığı, fizyoterapi ve rehabilitasyon ile hastanın kaslarının kuvvetlendirilmesi ve düzeltilmesi sağlanmaktadır. Kas hastalığı doğuştan meydana gelebileceği gibi çocukluk, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde de meydana gelebilen bir rahatsızlıktır. Hasta merdiven çıkarken, yürürken ve oturduktan sonra kalkarken güçlük çeker. Zamanla günlük hayatını büyük oranda kısıtlayan kas hastalığı, toplumda oldukça yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Hastalığın ilerleyen zamanlarında kaslarda zaafa yol açarak kasların güçsüzleşmesine neden olmaktadır. Kas hücrelerinin yapı ve işleyişlerindeki bozukluklar nedeniyle meydana gelen bu hastalık aynı zamanda kas ve sinir hastalıkları olarak da adlandırılmaktadır
Devamını OkuBaş Dönmesi (Vertigo)
Vertigo baş dönmesi, sersemleme gibi etkilerde kullanılan nöroloji alanında sıkça karşılaşılan şikayetler arasında yer alır. Vertigo baş dönmesi başlı başına bir hastalık değil, sadece bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar. İnsanların nöroloji polikliniklerine gitme nedenlerinin arasında en fazla bu sorun bulunur. Baş dönmesi, sersemlik, başın sallanması, dengesizlik gibi yakınmalar insanları huzursuz eder.
Devamını OkuDemans (Alzheimer ve Diğerleri)
Yaşın ilerlemesi ile başlayan santral sinir sistemi ve diğer organlarda bazı fonksiyonların azalması fizyolojik ve sosyal yaşamı bozmayan bir durumdur. Demans ya da yaygın adıyla bunama ise kişinin bilişsel işlevlerinde, daha önce edindiği işlev düzeyine göre kötüleşme ile giden bir klinik sendromdur.Buna ilaveten davranış bozuklukları, sosyal ve mesleki aktivitelerde bozulma gözlenir.
Devamını OkuElektroensefalografi (EEG)
Elektroensefalografi tanımın kısaltması EEG’dir. Bu işlem insan beyninin elektriksel etkinliklerinin değerlendirilmesi amacı ile yapılır. Beyin dokularında bulunan sinir hücrelerin ile alakalı elektriksel sinyaller kafada bulunan saç kaplı deriye iletilmektedir. İletilen bu sinyaller kafa bölgesine yerleştirilecek olan elektrotlar yardımı ile bilgisayara aktarılır. İletilen tüm sinyaller alanında eğitim almış ve tecrübeli olan Nöroloji uzmanı hekimleri tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilir. Elektroensefalografi sıklıklar aşağıdaki durumlarda gerçekleştirilir
Devamını OkuBeyin Damar Hastalıkları
Beyin damarlarının çeşitli patolojik durumlar nedeni ile daralması, tıkanması veya yırtılarak kanın damar dışına çıkması sonucu oluşan durumlardır. Serebrovasküler hastalık, stroke, inme gibi terimlerde aynı anlamda kullanılır. Beyin damarlarının daralma ve tıkanması ile oluşan duruma iskemik beyin damar hastalığı, damarın yırtılarak kanın beyin içinde yayılmasına beyin kanaması denmektedir
Devamını OkuElektromiyografi (EMG)
Kaslar, onları kontrol eden sinirler, duyusal (his) ve otonom sinir liflerinin işlevlerini test eden bir tanı yöntemidir. Sinir iletim incelemelerinde sinirler düşük akım şiddetinde (1-100 mA) elektrik ile uyarılır, yüzeysel kayıt elektrotları ile cevaplar kaydedilir. İğne EMG’sinde kaslar özel olarak üretilmiş steril (arınık) EMG elektrotları aracılığıyla incelenir. EMG incelemesi, duyusal, otonom ve motor sinir lifleri, sinir-kas bileşkesi ve kas işlevleri bozukluklarının tanısında yardımcı bir yöntemdir.
Devamını OkuEpilepsi (Sara)
Epilepsi, (sara) hastalığı olarak ta adlandırılır. Beyindeki sinir hücrelerinin zaman zaman anormal elektrikli deşarjları sonucu ortaya çıkan nörolojik bir bozukluktur. Beynin normal de çalışması ile elektriğin aşırı kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur ve geçici bilinç kayına neden olur. Deşarjların ortaya çıktığı bölge neresi ise o bölgenin görevine dair belirtiler ortaya çıkar.
Devamını OkuBeyin ve Omurilik Tümörleri ve İltihaplanmaları
Beyin ve omurilik tümörleri beyin veya omurilikte kontrolden çıkmış anormal hücrelerin kitleleridir. Vücudun neredeyse herhangi bir bölgesindeki hücreler kansere dönüşebilir ve vücudun diğer alanlarına yayılabilir.
Devamını Oku