Gastroözofajial Reflü Hastalığı ve Tedavisi

GASTRO ÖZOFAJİAL REFLÜ HASTALIĞI VE TEDAVİSİ

Gastro özofajial reflü, alınan gıdaların ve/veya mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Bu kaçışın özellikle yatar pozisyonda ve yemeklerden hemen sonra mide içi basıncın artmasıyla günde 10 defaya kadar olması ve dört dakikadan kısa sürmesi normal kabul edilebilir. Fakat günde 10 defadan fazla ve dört dakikadan uzun olursa veya bu kaçışa bağlı yemek borusunda hasar meydana gelirse buna gastro özofajial reflü hastalığı (GÖRH) denir. Sık (toplumun yaklaşık %20’sinde) görülen bir klinik tablo olup kalp kökenli olmayan göğüs ağrılarının en sık nedenidir.

            

                           Gastro Özofajial Reflü

GÖRH Nasıl Oluşur?

Normalde mide içeriğinin ve safranın yemek borusuna geri kaçmaması bir miktar kaçış olduğunda ise bunların bertaraf edilmesi için vücudumuzda bazı savunma mekanizmaları vardır:

  1. Yemek borusu mideye düz bir boru şeklinde değil açılanarak girer.
  2. Yemek borusunun alt kısmında valv gibi çalışarak gıdaların mideye girmesine izin veren fakat çıkmasını engelleyen bir kas tabakası vardır ve bu kas tabakası gıdalar mideye girdikten sonra kasılarak geri kaçışı engeller.
  3. Yer çekimi etkisiyle gıdalar midede kalma eğilimindedir.
  4. Yemek borusunun peristaltik hareketleri mideye doğrudur ve bu sayede az miktarda gıda kaçsa da bu peristaltik hareketler sayesinde yeniden mideye gönderilir.
  5. Tükrük kaçan gıdaların asiditesini nötralize ederek bunların yemek borusunda oluşturacağı harabiyeti engeller.

Bu yukarıda sayılan faktörlerden bir veya birkaçı bozuk olursa veya gebelik, şişmanlık, karın içinde yerleşen tümörler, karaciğer sirozu ve asit gibi mide basıncını arttıran faktörler varsa o zaman GÖRH oluşur.

GÖRH’nın Belirtileri Nelerdir?

  • Ağza acı su gelmesi,
  • Mide üzerinde veya göğsün ortasındaki kemiğin altında çeneye ve boğaza yayılabilen ağrı, yanma ve dolgunluk hissi ve göğüs ağrısı,
  • Boğazda acı, ekşi asit tadı olması,
  • Kronik irrite edici öksürük, dirençli üst solunum yolu enfeksiyonları,
  • Belirtilerin yemek yedikten sonra ve yatar pozisyondayken artması,
  • Üst sindirim sistemi kanaması gibi belirtiler varsa mutlaka araştırılmalıdır.

Teşhis Yöntemleri

Hastanın GÖRH’nı düşündürecek belirtileri varsa hastalığın var olup olmadığını ve verdiği hasarı saptamak için aşağıdaki tetkiklerden bir veya birkaçını yapmak gerekli olabilir;

  1. Özofagus Pasaj Grafisi; Baryum lokması yutturularak. Yutma işlemi sırasında seri filmlerin alınmasıdır. Yutma güçlüğü olan tüm hastalarda uygulanması gereken ilk tetkiktir.
  2. Endoskopi; Endoskop (gastroskop) ile yemek borusunun incelenmesidir. Yakınmanın nedeni ve yemek borusundaki hasarın boyutu hakkında bilgi verir.
  3. Özofagus Manometrisi; Yemek borusunun hareketlerini, ölçen tetkiktir. Lokma yutulduktan sonra yemek borusunun lokmayı mideye gönderebilmek için yeterince çalışıp çalışmadığını gösterir.
  4. 24 saatlik pHmetri monitörizasyonu; Burundan içeri sokulan yemek borusu alt uçtan 5cm yukarıda sabitleştiren 24 saat boyunca asit fışkırmalarını ve asidin kalma süresini gösteren testtir.

GÖRH’nın Yan Etkileri;

  • Göğüs ağrısı ve göğüs arkasında rahatsızlık hissi yaratarak kişinin konforunu bozar,
  • Asit boğaza kadar kaçarak sık üst solunum yolu enfeksiyonu, ses kısılması, irritan öksürük, astıma neden olabilir,
  • Ağız ve boğazda kötü bir koku ve diş çürümelerine neden olabilir,
  • Genellikle beş yılı geçen GÖRH olan olguların %1’inde kanser öncüsü olabilen Barret özofagusu denilen değişikliklere yol açabilir.
  • Yemek borusunun alt kısmında asit içerikle oluşan hasara bağlı olarak darlık (hastaların yaklaşık %10’unda) ve yutma güçlükleri oluşabilir.

GÖRH Tedavisi:

Tedaviyi üç ana başlıkta incelemek gerekir.

1. Diyet ve önlemler:

  • Yatağın başının kaldırılması veya yüksek yastıkta yatmak,
  • Yatmadan en az iki saat öncesinde su hariç yiyecek ve içeceklerden uzak durmak,
  • Karnı sıkacak kemer, korse, kuşak ve dar giysilerden kaçınmak,
  • Öne doğru eğilmekten kaçınmak,
  • Kilo vermek,
  • Diyet (Acı, ekşi, turşu, baharatlı, kızartma, yağlı-salçalı gıdalar, çikolata, turunçgiller, çay, kahve ve koladan uzak durmak gerekir),
  • Sigara ve alkolü bırakmak.

2. İlaç Tedavisi:

Mide hareketlerini arttırarak midenin boşalmasını kolaylaştıran ve böylece mide içi basıncın düşük kalmasını sağlayan ilaçlara ilave olarak mide asiditesini azaltan ve böylece mide içeriği yemek borusuna kaçsa da oluşacak hasarı azaltan hatta önleyen ilaçlar kullanılır. Öncelikle 4 haftalık bir ilaç tedavisi başlanır. Sonrasında belirtiler tekrarlarsa ilaç tedavisine devam edilebilir. Hastalığın ciddiyetine göre ilaç kullanım sıklığı ve dozu ayarlanabilir. Şikayetler ilaç tedavisine rağmen devam ederse veya tedavi kesilir kesilmez tekrar ederse endoskopi ile teyid etmek gerekir.

3. Cerrahi Tedavi:

  •  Hastada GÖRH ile birlikte buna neden olabilecek büyüklükte bir mide fıtığı varsa,
  •  Motilite çalışmalarında yemek borusunun yutma hareketleri normal seyrederken yemek borusu altındaki kasta gevşeklik varsa,
  •  Hasta uzun süre ilaç kullanmasına rağmen şikayetlerinde veya endoskopi bulgularında düzelme yoksa,
  •  Hasta tedaviye uyumsuzsa, uzun süre ilaç kullanmayı red ediyorsa, ilaç alerjisi veya ilaca bağlı yan etkiler varsa bu hastalarda cerrahi tedavi uygulanmalıdır.

*Cerrahi tedavide laparoskopinin avantajları (kesinin çok daha az olması, daha az ağrı, daha hızlı ayağa kalkma, daha kısa hastane yatışı, hızlı iyileşme, daha az iz kalması gibi) nedeniyle laparoskopik yöntem tercih edilmelidir.

Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.


İlgili Makaleler


Lazerle Hemoroid Tedavisi

Lazerle Hemoroid Tedavisi

Lazer tedavisi, minimal invaziv bir yöntem olup, hemoroid dokusunu hedef alarak kısa sürede etkili sonuçlar sağlar.

Devamını Oku
Lazerle ve Kriyoterapi Yöntemi ile Anal Kondilom Tedavisi

Lazerle ve Kriyoterapi Yöntemi ile Anal Kondilom Tedavisi

Lazer tedavisi, yüksek enerjili ışınlar kullanarak siğilleri yok etmeyi amaçlarken, kriyoterapi yöntemi, siğilleri dondurarak ortadan kaldırır.

Devamını Oku
Lazerle Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

Lazerle Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

Lazerle ameliyatsız kıl dönmesi tedavisi, minimal invaziv bir yöntemdir ve cerrahi işlemlere kıyasla birçok avantaj sunar.

Devamını Oku
Zayıflama

Zayıflama

Kilo vermeye çalışan herkes için çok çabuk kilo kaybetmek istemek doğaldır. Ancak yavaş ve düzenli kilo vermek sağlıklı bir beden için önemlidir.  

Devamını Oku
Tiroit Hastalıkları - Guatr ve Tedavisi

Tiroit Hastalıkları - Guatr ve Tedavisi

Tiroit bezi: Tiroit, boynun ön tarafında, Adem elmasının alt kısmında yerleşik ve kelebek şeklinde 20-25 gr ağırlığında bir iç salgılı bezdir. küçük ama güçlü bir organdır ve metabolizmamızı dengeleyecek olan, metabolizmanın çalışma hızını belirleyen T3 ve T4 hormonlarını salgılar...

Devamını Oku
Safra Kesesi Taşları ve Tedavisi

Safra Kesesi Taşları ve Tedavisi

Safra Kesesi karaciğerden salgılanan günlük yaklaşık bir litre safranın toplandığı, küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. Görevi...

Devamını Oku
Plonidal Sinüs (kıl dönmesi) ve tedavisi

Plonidal Sinüs (kıl dönmesi) ve tedavisi

Pilonidal sinüs hastalığı temel olarak içerisinde kıl bulunan boşluk ya da abse dokusudur. En sık kuyruk sokumu üzerinde yerleşir. Gelişimine ait iki teori vardır. Birincisi konjenital teori: Bu teoride anne karnında iken (fetüste) cilt altı dokularda orta hattın eksik birleşmesi sonucu dermal kist kalıntısı olarak geliştiği varsayılır...

Devamını Oku
Sindirim Sistemi (Mide ve Bağırsak) Kanseri

Sindirim Sistemi (Mide ve Bağırsak) Kanseri

Gastro-Intestinal (GI) kanser, sindirim sistemini etkileyen kanser grubu için kullanılan bir terimdir. Bu; yemek borusu, safra kesesi ve safra yolu, karaciğer, pankreas, mide, ince bağırsak, bağırsak (kalın bağırsak veya kolon ve rektum) ve anüs kanserlerini içerir.

Devamını Oku
Pilonidal Sinüste Ameliyatsız Tedavi (Kristalize Fenol Tedavisi)

Pilonidal Sinüste Ameliyatsız Tedavi (Kristalize Fenol Tedavisi)

Yöntem lokal müdahale odası veya poliklinik koşullarında gerçekleştirilebilir. Bu yöntemde sinüs çevresi lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra ek bir kesi yapılmadan sinüs ağızlarından...

Devamını Oku
Pankreas Kanseri

Pankreas Kanseri

Pankreas, karın ile mide ve omurga arasında yer alan bir bezdir. Kan şekeri seviyesini kontrol eden sindirim ve hormonlara yardımcı olan enzimleri yapar. Bazen bu işlem bozulur. Vücudun onlara ihtiyacı olmadığında veya eski hücreler ölmediğinde yeni hücreler oluşur. Ekstra hücreler, tümör adı verilen bir doku kütlesi oluşturabilir.

Devamını Oku
OBEZİTE CERRAHİSİNDE YÖNTEMLER

OBEZİTE CERRAHİSİNDE YÖNTEMLER

Tüp Mide Ameliyatı, laparoskopik (kapalı) yöntemle ve genel anestezi altında gerçekleştirilir. Özellikle son dönemde en sık uygulanan obezite cerrahisi yöntemidir. Midenin bitiş noktası olan pilora yaklaşık 3-6 cm uzaklıktan başlanarak özel aletler yardımı ile yemek borusuna kadar midenin tüp haline getirilmesi işlemidir. Yaklaşık 45 dakika kadar süren işlem sonrası midenin yaklaşık %75-80’ lik bir kısmı çıkarılmış olur...

Devamını Oku
Mide Kanserleri

Mide Kanserleri

Tütsülenmiş ve aşırı tuzlanmış gıdalar riski arttırır. Bu tür gıdaların içerdiği nitritler karsinojenik etkilidir. Aklorhidri varlığında midede normal flora dışı bakteriler artar ve bunlar nitratları nitritlere dönüştürür...

Devamını Oku
Mide By-Passı

Mide By-Passı

Mide (Gastrik) bypass, mide ve ince bağırsakların yediğiniz yiyeceği kullanma şeklini değiştirerek kilo vermenize yardımcı olan cerrahi operasyondur.

Devamını Oku
Meme Kanseri

Meme Kanseri

Risk Faktörleri Erken menarş (12 yaş altı), geç menopoz (55 yaş üzeri), Geç hamilelik, emzirmemek, Doğum kontrol hapı, Menopoz sonrası HRT (Östr + prog), Meme kanseri hikayesi, Çocukluk çağında ışınlanma (RT), Beslenme ve çevre, Obezite, yağlı, kalorili..

Devamını Oku
Anal kondilom

Anal kondilom

Cinsel yolla bulaşan viral hastalıklardan en sık görülenidir. Etken Human Papilloma Virüs (HPV) denilen virüstür. Virüs bazal hücre tabakasında yerleşir. Kuluçka süresi olan 1-6 ay geçtikten sonra virüsler çoğalarak yüzeye ilerler ve virüs parçacıkları yüzeyde siğil halinde ortaya çıkar...

Devamını Oku
Anal bölge abse ve fistülleri

Anal bölge abse ve fistülleri

Anal bölgede ortalama 6 adet (3-12 arasında) bez vardır ve bezler kısa ve ince yollar aracılığıyla anal kanala açılır. Bu yollar yabancı materyal ile tıkandığında enfeksiyon ve sonucunda abse gelişir...

Devamını Oku
Karaciğer Kanseri

Karaciğer Kanseri

İki tür karaciğer kanseri vardır; Primer Karaciğer Kanseri ve Sekonder Karaciğer Kanseri (hepatik metastaz).  Metastaz yapan ikincil kanserlerin aksine, vücudun başka bir yerinde başlar ve karaciğere yayılır, primer karaciğer kanseri karaciğer içindeki hücrelerden başlar.

Devamını Oku
Karaciğer Hastalıklarında Beslenme Tedavisi Nasıldır?

Karaciğer Hastalıklarında Beslenme Tedavisi Nasıldır?

Karaciğerinize yardım etmezseniz, o da size yardım edemez. Bunun sonucunda karaciğer hastalığı ve muhtemelen diğer organları etkileyebilecek bozukluklar oluşacaktır. 

Devamını Oku
Gastroözofajial Reflü Hastalığı ve Tedavisi

Gastroözofajial Reflü Hastalığı ve Tedavisi

Gastro özofajial reflü, alınan gıdaların ve/veya mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Bu kaçışın özellikle yatar pozisyonda ve yemeklerden hemen sonra mide içi basıncın artmasıyla günde 10 defaya kadar olması ve dört dakikadan kısa sürmesi normal kabul edilebilir...

Devamını Oku
Kalın Bağırsak (Kolon) Kanserleri

Kalın Bağırsak (Kolon) Kanserleri

Kalın bağırsak kanserleri tüm kanser tipleri arasında en sık görülen 4. kanser olup, her yıl Dünyada yaklaşık 1 milyon yeni kalın bağırsak kanseri vakası teşhis edilmektedir. Günümüzde ortalama riske sahip bir insanın ömür boyunca kalın bağırsak kanserine yakalanma riski %4-5’tir...

Devamını Oku
Laparoskopik Safra Kesesi Ameliyatları

Laparoskopik Safra Kesesi Ameliyatları

Safra Kesesi karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karaciğerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organdır. Ortalama uzunluğu 10 cm. genişliği 3 cm. olan küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. 

Devamını Oku
Fissür Nedir?

Fissür Nedir?

Anal fissür, anal kanalının astarında, kanal içine uzanan anüste bir kesik veya yırtılmadır. Bağırsak hareketi sırasında ve sonrasında ağrıya neden olabilir ve dışkıda kan olabilir.   Anal fissürlerin çoğu, bir santimetreden daha küçüktür. Ancak anüs, vücudun oldukça hassas bir parçasıdır. Sonuç olarak, bu bölgedeki bir ağrı, küçük bir yırtılmayla bile, oldukça şiddetli olabilir.

Devamını Oku
Laparoskopik Safra Kesesi Ameliyatları

Laparoskopik Safra Kesesi Ameliyatları

Safra Kesesi karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karaciğerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organdır. Ortalama uzunluğu 10 cm. genişliği 3 cm. olan küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. Görevi; safra sıvısını depolamak...

Devamını Oku
Hemoroidal Hastalık ve Tedavisi

Hemoroidal Hastalık ve Tedavisi

Hemoroid, makattaki mevcut damarların genişlemesi ve bağ dokusunun sarkması sonucu oluşan bir hastalıktır. Hemoroid Neden Olur? Hemoroidin Belirtileri Nelerdir? Hemoroid Kimlerde görülür? Hemoroidin Evreleri, Hemoroid Tedavisinde En Sık Kullanılan Yöntemler, Lazer Hemoroid Yönteminin Etkisi...

Devamını Oku
ekol hastanesi whatsapp HEMEN ARA
ekol hastanesi whatsapp WHATSAPP