Hipertansiyon Nedenleri ve Tedavisi

Genel olarak toplumda hipertansiyon görülme oranı yüzde 30-45 arasındadır ve bu sıklık yaşla beraber artmaktadır. Fakat bu hastaların sadece yüzde 5-6’sı etkin şekilde tedavi edilebilmektedir. 

Kan basıncındaki yükseklik olarak da bilinen hipertansiyon, farklı iki zamanda en az iki kez ölçülen kan basıncı değerinin 140/90 mmHg’nın üzerinde olmasıdır. Türkiye’de toplam 16 milyon 300 bin tanılı hipertansiyon hastası bulunmaktadır. Genel olarak toplumda hipertansiyon görülme oranı yüzde 30-45 arasındadır ve bu sıklık yaşla beraber artmaktadır. Fakat bu hastaların sadece yüzde 5-6’sı etkin şekilde tedavi edilebilmektedir. Hipertansiyonun ortaya çıkış nedenleri arasında genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimi ilk sıralarda yer alır. Ancak hastaların yüzde 95’inde yüksek tansiyon nedeni belli değildir. 

HİPERTANSİYON BELİRTİLERİ

Hipertansiyona, yıllarca hiç belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilme olasılığı nedeniyle “sessiz düşman” denir. Bu nedenle belli aralıklarla kan basıncını ölçtürmek gerekir. Hipertansiyon, aşırı yüksek kan basıncına bağlı olarak baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk oluşturabilir. Ayrıca halsizlik, yorgunluk, burun kanaması, kulaklarda çınlama, baş ağrısı, baş dönmesi, yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, gece sık idrara çıkma, bacaklarda şişlik de hipertansiyon belirtileri arasında yer alır. Her yüz kişinden birinde bulunan çok yüksek kan basıncı (malign hipertansiyon) durumunda ise zonklayıcı baş ağrısı, bulantı, kusma, görme bozukluğu, baş dönmesi bazen de böbrek yetersizliği görülebilir. Bu acil bir durumdur ve organ hasarından korunmak için mutlaka hastaneye başvurulmalıdır. Kan basıncının çok yükseldiği durumlarda da çift görme, dilde peltekleşme, yüzde veya vücutta karıncalanma da hipertansiyon belirtisi olarak kendini hissettirir.

HİPERTANSİYON NEDENLERİ

Hipertansiyon nedenleri arasında günlük yüksek tuz alımı, stres, obezite, ailede hipertansiyon öyküsünün bulunması gibi genetik faktörler, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementler içeren besinlerin günlük olarak yetersiz tüketilmesi sıralanabilir. Ayrıca tiroit hastalıkları, böbrek üstü bezi tümörleri, böbreğe giden damarlarda daralma, aort darlıkları, genetik bozukluklar da hipertansiyonu tetikleyici faktörlerle ortaya çıkabilmektedir. Doğum kontrol hapları, bazı ağrı kesici türleri de kan basıncını yükseltip, hipertansiyona neden olmaktadır. Hastaların büyük bir kısmında nedeni belirlenemese de yüksek kan basıncı mutlaka kontrol altına alınmalı ve hipertansiyon nedenleri iyi araştırılmalı ve kan basıncı ideal düzeye düşürülmelidir. 

HİPERTANSİYON ÖLÜM NEDENLERİNİN BAŞINDA GELİYOR

Mutlaka kontrol altına alınması gereken hipertansiyon, ani tansiyon yükselmelerinde beyin kanaması ve felce neden olabilmektedir. Beyin ve kalp dışında böbrekler, göz, damarlarda da hasarlanmalar yaparak dünyadaki ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Çoğu zaman hiçbir bulgu vermeden yaptığı bu hasarlanmalar, organ işlev bozukluğu veya kayıpları (böbrek yetmezliği, göz içi kanama), damar tıkanıklığı, kalp krizi ve felç gibi ciddi sonuçlara neden olur.

Hipertansiyon hakkında merak edilenler

Hastanın bir yakınması olmaması, hipertansiyonun vücuduna zarar vermediği anlamına gelmez. Hipertansiyon tanısı için seri ölçümler gerekir. Özellikle heyecan, korku gibi durumlarda her sağlıklı kişide kan basıncının yükselmesi doğaldır. Bu münferit yükselmeler kişinin hipertansiyon hastası olduğunu göstermez.

TANSİYON İLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR!

• Sarımsak ve limonun tansiyonu düşürmeye ya da yükseltmeye etkisi yoktur. Hipertansiyon tedavisinde sarımsak ve limonun yeri yoktur. Hipertansiyon hastaları sadece ilaçlarını düzenli olarak kullanmalı ve sağlıklı beslenme kuralları içinde bu besinleri tüketmelidir. • Hipertansiyon ilaçları bağımlılığa neden olmaz. Hipertansiyon tedavisi süreklilik gerektirir. • Halk arasında tansiyon ilaçlarının böbrek ve karaciğeri olumsuz yönde etkilediğine dair yanlış bir inanış vardır. Tansiyon ilaçlarının bu organlara olumsuz etkisi yok denecek kadar azdır. Böbrek ve birçok organ, yüksek kan basıncı ilaç ile tedavi edilmediğinde çok zarar görebilir.

Hipertansiyon hastalarının diyetinde tuz kısıtlaması çok büyük önem taşır. Potasyum ve magnezyumdan zengin beslenmek de önemlidir. Aynı zamanda kişinin ideal kilosuna erişip kilosunu koruyabilmesi için diyet yapması gerekir. Sigara ve alkol kullanımının özellikle kalp ve damar sistemi ile hipertansiyona direkt etkisi bulunduğundan bu alışkanlıkların sonlandırılması da tedavinin bir parçasıdır. Hipertansiyon tedavisinde günlük egzersiz yapılması da tek başına kan basıncını düşürücü etki gösterir.

ekol hastanesi whatsapp HEMEN ARA
ekol hastanesi whatsapp WHATSAPP