Baş ve Boyun Kitlesi Nedir?

Baş ve boyun bölgesinde yerleşen ve yerleştiği bölgede şekil değişikliği oluşturan (boyunda şişlik veya başta şişlik) her türlü tümöral oluşum yani şişlik “baş ve boyun kitlesi” olarak adlandırılır. Bu kitleler katı (solid) ya da içi sıvı dolu kese (kistik) şekilde yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Toplumda her yaş grubunda oldukça sık görülen bu kitlelerin büyük bir kısmı iyi huylu (benign) olmakla birlikte, mevcut bir baş-boyun kitlesi kimi zaman altta yatan uzun süreli (kronik) bir enfeksiyonun ya da kötü huylu (malign) bir hastalığın habercisi de olabilir.
Bu nedenle boyunda şişlik eksiksiz bir şekilde değerlendirilmeli, tanı konmalı ve tedavi edilmelidir. 

Neden Baş ve Boyunda Şişlik Oluşur?

Başta ve boyunda şişlik büyük oranda o bölgede bulunan lenf bezlerinin ya da lenf düğümlerinin iltihabına bağlı gelişir. Ancak, bu oran hastanın bulunduğu yaş grubuna göre değişkenlik göstermektedir. Boyunda şişlik yaşayan hastalar yaş gruplarına göre çocuk (0-15 yaş), genç erişkin (15-40 yaş) ve geç erişkin (40 yaş ve üzeri) olarak sınıflandırıldığında; çocuk ve genç erişkinlerde en sık iltihabi (inflamatuar) ve doğumsal (konjenital) nedenler ön plana çıkarken; geç erişkinlerde öncelikle normal dokuların anormal büyümesi sonucu gelişen tümöral oluşumlar (neoplazi) daha sık görülmektedir.  

Ne Zaman Baş ve Boyundaki Kitlelerden Korkmalıyız?

Fizik muayene ve hasta öyküsünden elde ettiğimiz birtakım bulgular bize kitlenin iyi ya da kötü davranışlı olup olmadığı hakkında ip uçları verebilmektedir.
Örneğin; kitlenin yumuşak kıvamlı ve hareketli olması genellikle iyiye işarettir. Doğumsal kistler genellikle iyi karakterdedir. Üzeri kızarık ve ağrılı şişlikler çoğunlukla enfeksiyon nedeniyle büyümüş bir lenf bezi iltihabına (lenfadenit) işaret eder ve sağlıklı bireylerde bu tablo genellikle 2-6 hafta içerisinde düzelir. Kendiliğinden büyüyüp küçülen kitleler çoğunlukla iyi davranışlıdır. Ancak kısa sürede hızla büyüyen, sert, hareketsiz, birleşme eğilimi gösteren ve ağrısız kitleler endişe uyandırmalı ve derhal ileri tetkikler yapılmalıdır. Boyunda şişlik; gece terlemesi, aşırı kilo kaybı ve yorgunluk, nedeni açıklanamayan ateş, ses değişikliği ya da kısıklığı, tükürükten kan gelmesi ve vücudun çeşitli yerlerinde morluklar gelişmesi gibi belirtilerin eşlik etmesi; altta yatan nedenin kötü davranış sergileyen bir hastalığa bağlı olabileceğini akla getirir ve bu durum hasta ve hekim açısından daha hızlı hareket edilmesi gereken bir durumdur.  

Baş ve Boyunda Şişlik Nereden Kaynaklanır? 

Baş ve boyunda şişlik başlıca o bölgedeki lenf bezleri olmak üzere aşağıda sıralandığı üzere birçok farklı yapıdan kaynaklanıyor olabilir. Boynun orta hattı boyunca yerleşen kitleler çoğu zaman iyi huylu davranış gösterirken, boyun arka kısmında yerleşik ya da köprücük kemiği üzerinde yerleşik kitleler kötü huylu davranış gösterme eğilimindedir. Boynun orta hattı boyunca gelişen doğumsal ya da gelişimsel kitleler ve tiroid bezi kitleleri, yutkunmakla hareketleridir ve çoğunlukla iyi huylu tümörlerdir.
 
Aşağıda baş ve boyunda kitle nedeni olabilecek yapılar sıralanmıştır. 
  • Lenf bezlerinin büyümesi (toplumda en sık neden)
  • Doğumsal kist ve kitleler (Çocuklarda sık)
  • Tiroid bezi büyümesi (Guatr) ve kanserleri (Erişkinlerde sık)
  • Büyük ve küçük tükürük bezlerinin enfeksiyonları ve tümörleri 
  • Deri ve deri katmanları, deri altı yağ dokusu, kas dokusu büyümesi ve tümörleri
  • Damarsal tümörler ve balonlaşmaları (anevrizma)
  • Kötü huylu tümörlerin boyuna yayılımı (metastaz)

Baş ve Boyun Kitlelerinin Nedenleri Nelerdir?

1. Lenf bezlerinin büyümesi

Tüm yaş gruplarında baş ve boyundaki bir kitlenin en sık nedeni lenf bezi büyümesidir. Çocuklarda ve genç erişkinlerde daha çok enfeksiyona ya da iltihaba bağlı gelişen bu durum, ileri yaşlarda sıklıkla kötü davranışlı olma eğilimi gösterir. Baş-boyun bölgesinde yaklaşık 100 adet lenf bezi bulunur. Bu bezler normal durumlarda bizim fark edemeyeceğimiz boyutlardadır. Vücudumuzda meydana gelen bir enfeksiyon ya da iltihabı bir tablo kolaylıkla bu lenf bezlerinin boyutlarında artışa ve dolayısıyla fark edilebilen birer kitle haline gelmelerine neden olur.
 
Lenf bezi büyümesinin en sık nedenleri;                                   
  • Grip, nezle, sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları 
  • Virüs ve bakteri kaynaklı bademcik enfeksiyonları 
  • Diş ve dişeti enfeksiyonları
  • Orta ve dış kulak enfeksiyonları                                               
  • Bazı viral ve paraziter hastalıklar           
  • Kedi tırmığı hastalığı
  • Kawasaki hastalığı
  • Deri enfeksiyonları ve egzeması
  • Sistemik iltihabi hastalıklar (sarkoidoz, lupus vb.)
  • Verem enfeksiyonu ve AIDS  hastalığı
  • Lösemi, lenfoma gibi kan hastalıkları ve başka organlardan yayılan kanserler (en sık akciğer ve mide)

2. Doğumsal veya gelişimsel kitleler

Bu grupta yer alan kitleler genellikle doğumda var olan ya da yavaş büyüyen ve çocukluk çağında fark edilebilen boyutlara ulaşan kitleler olarak karşımıza çıkar. Bu grupta en sık tiroglossal kanal kisti ve brankiyal yarık kistleri görülmektedir.
  • Tiroglossal kanal kisti

Tiroglossal kanal kisti tiroid bezinin oluşumundan sonra geride kalan hücre ya da dokulardan gelişen bir boyun kitlesidir. Genel okul öncesi çağı ve ergenlik dönemindeki çocuklarda boyun orta hatta, yutkunmakla hareketli, yumuşak kıvamlı kitleler olarak karşımıza çıkarlar. Çoğu zaman bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası kistin büyümesi ve ağrılı hale gelmesi sonrası tanı konur. Tekrarlayan enfeksiyonlar, kozmetik nedenler ve ileride kötü huylu davranış gösteren tümörlere dönüşme potansiyelleri nedeniyle tedavi gerektirir. Tedavi cerrahi olarak kistin dil köküne kadar olan uzantısı ile birlikte çıkarılmasıdır. 
  • Brankiyal yarık kisti

Brankiyal yarık kistleri ermbriyonel yutak kavislerinin artıklarından gelişen kistik kitlelerdir. Dört tip brankiyal kist olmakla birlikte en sık tip 1 ve 2 görülür. Birinci tip kistler kulak kepçesinin ön kısmında gelişirken, ikinci tip kistler boynun bir ya da iki tarafında yerleşim gösterirler. Bu kistler genellikle çocukluk çağı ve ergenlik döneminde geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası büyüyerek fark edilir hale gelirler. Tedavi kistin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. 
  • Dermoid kist, sebase kist

  • Kistik higroma

  • Lenfanjioma, timik kist

3. Tükürük bezi hastalıkları ve tümörleri

Her tükürük bezi bir kanal aracılığıyla ağız boşluğuna açılır. Bazen bu kanal bir çökelti ya da taş tarafından tıkanır. Tükrük bezinde şişliğe neden olan bu durum genellikle yemek yerken artar ve sonrasında düzelir. Bu durum sık tekrar eder ve enfeksiyona neden olursa taş cerrahi olarak kanaldan çıkarılabilir ya da tükürük bezi cerrahi olarak çıkarılır. Kabakulak enfeksiyonu çocuklarda tükürük bezinde şişmeye neden olur ve çoğu zaman ağrı kesici tedavisi ile düzelir. Tükürük bezinden gelişen iyi ya da kötü huylu tümörlerde boyunda şişliğe neden olurlar. Tükürük bezi tümörlerinin tedavisi bezin tümör ile birlikte çıkarılmasıdır. 

4. Tiroid bezi hastalıkları ve tümörleri

Tiroid bezi boyun orta hatta yer alır ve tiroid hormonu salgılar. Tiroid bezi nedenli kitleler genellikle erişkinlerde görülür ve en sık nedeni bezin yaygın büyümesi sonucu gelişen “Guatr” tablosudur. Bunun dışında sık nedenler tiroid nodülleri, kistleri ve iyi huylu tümörleridir. Tiroid bezi tümörlerinin az bir kısmı kötü huylu davranış gösterirler. Tiroid bezi içerisindeki bir nodül ya da kist tiroid ultrasonografisi ile kolayca saptanabilir. Ultrasonografide görülen bu oluşumların iyi ya da kötü huylu olup olmadığı ancak ince iğne aspirasyon biyopsisi ile anlaşılabilir. Biyopsi sonucu iyi huylu gelir ve hasta ek şikayet tariflemiyorsa yakın takip önerilir, biyopsi sonucu şüpheli ya da kötü huylu gelen tümörler tiroid bezi ile birlikte cerrahi olarak çıkarılmalıdır. 

5. Damarsal tümörler

Bu tümörler nadir olarak görülür. Genellikle şah damarının duvarındaki yapılardan köken alırlar. Bazen de bu damarların anormal genişlemesi sonucu boyun kitlesi olarak karşımıza çıkabilirler. Muayene sırasında kitlenin üzerinden nabız alınması bu kitleleri diğer tümörlerden farklı kılar. Tedavisi tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır. 

6. Diğer yumuşak doku tümörleri

Yağ dokusu kaynaklı tümörler (lipom), deri tümörleri, damar ve sinir kaynaklı tümörler, kas ve kıkırdak dokudan gelişen tümörler boyunda şişliğe neden olurlar. Tedavileri cerrahi olarak çıkarılmalarıdır.

Baş ve Boyun Kitlelerinin Değerlendirilmesi

Tanısal basamaklar

Baş ve boyunda şişlik ile başvuran her hastanın detaylı öyküsünün alınması ve tam bir baş ve boyun muayenesinin yapılması gereklidir. Hastaların öyküsünde şişliğin varoluş süresi, sigara ya da alkol alışkanlığı, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, boyuna radyasyon öyküsü, geçirilmiş boyun travması ya da cerrahisi sorgulanmalıdır. Erişkin bir hastada boyundaki bir kitleye ses kısıklığı, yutma güçlüğü, kulak ağrısı ve sigara kullanımı öyküsü eşlik ediyorsa bu durumda kötü huylu bir kitlesel oluşum akla gelmelidir. 
 
Baş-boyun kitlesi ile başvuran her hastaya burun, geniz, yutak ve gırtlağı içeren detaylı bir endoskopik muayene yapılmalıdır. Kafa derisi, kulaklar, dişler değerlendirilmedir. Boyundaki şişlik ek olarak, ağız içerisindeki tüm yapılar, tiroid bezi, tükürük bezleri elle dokunularak dikkatlice değerlendirilmelidir. Ağrılı, üzeri kızarık ve hareketli bir kitle yüksek ihtimalle bir lenf bezi iltihabıdır ve başka patolojik muayene bulgusu olmaması halinde antibiyotik tedavisi altında iki haftayı geçmeyecek şekilde takibi yeterlidir. 
 
Tıbbi tedaviye yanıt alınamayan hastalarda ilk olarak tam kan sayımı yapılmalı ve akciğer filmi çekilmelidir. Tiroid fonksiyon testleri tiroid bezinin çalışmasının değerlendirilmesi açsıından önem arz eder. Bu testlerin sonuçları belirli bulguları olan hastalıklara işaret ediyorsa, o hastalığa özgül ileri testler yapılmalıdır. 

Görüntüleme yöntemleri

  • Ultrason 

Ultrason oldukça basit, hızlı sonuç alınabilen ve radyasyon içermeyen bir görüntüleme yöntemidir. Kitlelerin kistik (içi sıvı dolu) ya da solid (katı) olup olmadığının ayrımında, doğumsal kistik tümörlerin tiroid bezi ya da tükürük bezi tümörlerinden ayrımında oldukça yararlıdır.
  • Bilgisayarlı tomografi - EMAR (MRI) - PET tarama

Bilgisayarlı tomografi boyunda yerleşen kitlelerin kistik yada solid ayrımında, kitlelerin kaynaklandığı yerin belirlenmesinde, boyutlarının ölçümünde ve evrelenmesinde oldukça yararlıdır. İlaçlı çekilen tomografi ile kitlenin kanlanması da ölçülür. Tomografide sınırları net olmayan, 1.5 cm üzerindeki lezyonlar kötü huylu olma açısından endişe uyandırır. 

EMAR görüntüleme yöntemi bilgisayarlı tomografi ile elde edilen birçok bilgiyi verebildiği gibi, damarsal oluşumları ve yumuşak dokuları göstermede tomografiye göre oldukça üstündür. Üst boyun ve kafa tabanı yapıları EMAR ile daha iyi değerlendirilebilmektedir. 

PET tarama yöntemi kötü yayılım gösteren hastalıkların derecesinin belirlenmesinde ve ilk odağın belirlenmesinde oldukça faydalıdır.

  • Biyopsi 

  1. İnce iğne aspirasyon biyopsisi
Günümüzde antibiyotik tedavisine rağmen gerilemeyen boyun kitlelerinde standart tanı yöntemi ince iğne aspirasyon biyopsisidir. İnce iğne aspirasyon biyopsisi kitlenin iyi ya da kötü huylu olup olmadığının; anormal büyüyen dokuların, iltihabi olaylara bağlı büyüyen dokulardan ayrımını sağlar. Lenfoma tanısında oldukça faydalıdır. İnce iğne aspirasyon biyopsisinin yapılmaması gereken tek durum kanama bozukluğu olabilir. İğneler çok ince olduğundan cilde tümörün yayılması gibi bir sorun yoktur.
        2. Açık biyopsi
Boyundaki bir kitleye ince iğne aspirasyon biyopsisi ile tanı koyulamazsa ve şüpheli bir durum devam ediyorsa, kitleden açık biyopsi alınmalıdır. Patoloji sonucuna göre aynı seansta ileri boyun cerrahileri planlanabilir. Sadece iltihabi bir durum söz konusu ise, doku kültürü çalışılmalıdır. Sonuç lenfoma olarak raporlanırsa hastalığın evrelenmesi ve tedavi planlaması açısından ileri tetkikler yapılmalıdır. 
ekol hastanesi whatsapp HEMEN ARA
ekol hastanesi whatsapp WHATSAPP