Retina Dekolmanı Nedir?

Anatomik olarak göz önden-arkaya doğru; kornea, iris dokusu, lens, arkasında vitreus jeli, retina ve retina destek dokusundan oluşmaktadır. Göz küresinin orta kısmını, adına “vitreus” denen saydam yapıdaki jel-sıvı kıvamlı bir yapı ile doldurur. Yaş ilerledike, vitreus sıvısı jel kıvamını kaybeder ve yer yer büzüşmeye başlar. Bu büzüşmeyle birlikte vitreus dokusu, gözün arka kısmında yapışık olduğu retina tabakasından ayrılmaya baslar. Özellikle travma geçiren, göz içinde uveit hastalığı geçiren, genetik geçişli bazı hastalıklarda, yüksek miyop hastalarda ve göz ameliyatları sonrasında  bu ayrılma cok daha erken yaşlarda izlenebilmektedir. Aslında bu ayrılma pekçok durumda saglIklı ilerlediği sürece hastanın gelecekte avantajına olabilmektedir. Bu ayrılma olayına da “arka vitreus dekolmanı” adı verilmektedir. Arka vitreus dekolmanı, genellikle 55-60 yaşlarından itibaren izlenmektedir.
 
Toplumdaki sıklığı farklı çalısmalarda %23-57 arasında bildirilmiştir ve sıklığının yaş ile arttığı  bilinmektedir. Özellikle miyop hastalarda miyopinin derecesi arttıkça bu ayrılmanında çok daha erken yaşlara kaydığı bilinmektedir.
 
Arka vitreus dekolmanı geliştigi durumda hastalar; ışık çakmaları (göz açık ya da kapalıyken görülebilir)  ve özellikle beyaz, parlak zeminlere bakarken uçuşan noktalar, sinekler, sinek kanadı şeklinde cisimcikler, örümcek ağları fark ettiklerini belirtirler. Ancak unutulmaması gereken bir nokta her ne kadar benzer belirteçleri olsa da arka vitreus dekolmanı, ve gözde yırtık oluşması ile oluşan retina dekolmanı aynı klinik tablolar değildir. Ancak, arka vitreus dekolmanı oluşumu sırasında ve oluştuktan sonra özellikle ilk 1 yıllık sürede retina tabakasında  yırtık oluşma ve retina dekolmanı gelişme riski  ciddi oranda artmaktadır. Bu nedenle, arka vitreus dekolmanı belirtileri oluşan bir hasta, mutlaka ayrıntılı bir retina muayenesinden geçmelidir.  Eğer bu hastalarda retina dekolmanına sebep olabilecek yırtıklar erken tespit edildikleri durumda erken sürede yapılacak laser tedavisi bu yırtıklardan sıvılaşmış vitreusun retina altına geçmesine  engel olur ve retina dekolmanı gelişmesini önler.
 
Retina dekolmanı gelişmis hastalarda da, tedavinin kısa bir süre içinde  yapılmadığı  durumlarda bu tablo kısa zamanda görme kaybı ile sonuçlanabilir. Bu yüzden retina dekolmanının belirtilerini de bilmek önem taşır. Bu belirtiler şunlardır:   
  • Göz açık ya da kapalı iken hissedilen ışık çakmaları (arka vitreus dekolmanında olduğu gibi)
  • Daha fazla sayıda uçan cisimlerin ani olarak ortaya çıkması (bazı hastalar kar fırtınası şeklinde tarif ederler) 
  • Görme alanını herhangi bir yönden kısıtlayan gri-siyah renkli perde 
  • Göz açıp-kapaması ile geçmeyen  görme bulanıklığı ya da kaybı
  • Görme keskinliğinin el hareketi hissi düzeyine düşmüş olması, gözün görme merkezinin de tablodan etkilendigini göstermektedir. 
Eğer yukarıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı mevcut ise, hastalar en kısa zamanda ayrıntılı bir retina muayenesinden geçirilmelidir. Retina dekolmanının görülme sıklığı 1 / 10000 olup, 80 yaşına kadar ömür  boyu risk: %3’tur. En sık 40- 70 yaş arası görülür. Retina dekolmanı gelişiminin ilk aşaması olan retina yırtıklarının en sık görülen şekilleri nelerdir? Retinal yırtıklar genellikle at nalı şeklinde yırtık, Retina deliği veya Dializ şeklinde gelişirler. Bunların içinde en sık görüleni at nalı yırtık şeklinde olanlardır. At nalı yırtıklar genellikle vitreusun çekmesiyle tepesi çoğunlukla merkeze dönük at nalı şeklinde yırtıklar oluşur. Hastada ışık cakması en fazla görülen sikayettir. Eşliğinde damar yırtılması da  varsa kurum yağması veya sisli görme şikayeti olur. Retina deliği ise genellikle latis, salyangoz izi dejeneresanslarında ve  diffüz koryoretinal atrofide retinanın incelmesi sonucu oluşan zımbayla delinmiş gibi yuvarlak deliklerdir. Delinme şikayet yaratmaz. Dializ ise siddetli künt travmalardan sonra geliştigi izlenmektedir. Genellikle gözün alt dış kısmında izlenir. Hastalar şiddetli ışık çakması tarif ederler. Genç hastalarda vitreus jel halini koruyorsa uzun yıllar dekolman oluşmayabilir. Retina da  yırtık tespit edilmesinin ileride retina dekolmanı gelişmesi için riski 17 kat arttırdığı bildirilmiştir. 
 
Miyopi genel nüfusun %10'unu teşkil ederken, Retina dekolmanlarının %40'ından fazlası miyoplarda gözlenir. Retinanın dejenerasyonlari da retina dekolmani icin risk oluştururlar ve bunlardan Lattis dejenerasyonu en yaygın görülen dejeneresanstır. Latis dejenerasyonu en sık  -6.0 ile -9.0 arasındaki miyoplarda görülür. Vitre  dejenerasyonu ve arka vitreus dekolmanı da miyoplarda sıktır. Retina dekolmanlarının %10’unun sebebi travmadır. Travma cocukluk Retina dekolmanlarının   en sık sebebidir. 
 
Retina dekolmanın belki de en önemli aşaması hastalarda arka vitreus dekolmanı geliştiğinde yapılacak olan ayrıntılı bir periferik retina muayenesidir. Akut gelisen ışık cakmaları, uçuşan cisimler gören bir hastada, özellikle de yüksek miyopi varsa, travma hikayesi varsa veya ailesinde ve diğer gözünde dekolman hikayesi  varsa ayrıntılı  muayende daha da önem kazanmaktadır. Bu esnada yakalanacak küçük bir yırtık çevresine yapılacak olan lazer tedavisi ile retina alttındaki destek dokuya daha da sıkı şekilde yapıştırılmaya çalışılır. Ancak retina altına sıvı geçerek retinanın destek dokudan ayrılmasıyla oluşan retina dekolmanı tablosunun tedavisi ancak ameliyattır ve bu durumda da erken tani ve tedavi yine önem kazanmaktadır. Yapılan çalışmalar retina dekolmani gelişimi ve ameliyata alınma arasındaki süre uzadıkça ameliyatın başarı şansının azaldığını göstermektedir. 

RETİNA DEKOLMANI TEDAVİSİ

Çok sınırlı retina dekolmanlarında göz içerisine özel gazlar, özel yoğunluklarda verilerek ve hastanın retinal yırtığına göre özgün baş pozisyonu ayarlanarak bazı hastalarda büyük ameliyatlara gerek kalmadan retinanın yatıştırılması mümkün olabilmektedir. Ancak bu ameliyat çok nadir olgular icin geçerlidir. Olguların çogunda gözün dış duvarı olan skleranın dışarıdan çökertilmesi veya göz içerisine girilerek retinaya müdahale edildiği vitrektomi ameliyatlari gerek duyulmaktadır. 
 
Dekolman cerahisinde kullanılan en eski yöntem skleral çökertme yöntemi olup, bu ameliyatta sklera tabakasının dışarıdan çökertilerek yerinden kalkmış olan retinaya dogru yaklastırılması amaçlanır. Retina yırtığı bölgesine denk gelecek şekilde, gözküresinin dış duvarına sert ancak doku ile uyumlu materyalller konularak sklera tabakasina çökertme uygulanır. Dışarıdan yapılan bu uygulama ile retinal yırtığın kapatılması amaçlanır. Retina yırtığı dıştan yapılan bu müdahele ile kapandığı takdirde, retina dekolmanı sıvısı (retina altında biriken sıvı) retinanın destek dokuları  tarafından kısa bir süre içinde emilir. 
 
Eğer retina dekolmanına sebep olan yırtıklar çok sayıda ise, retina dekolman sahası büyük ise,  yırtık göreceli olarak büyük ise, yırtıkların yerleşimleri alışılandan farklı ise, yırtık saptanamıyor ise, eşlik eden başka hastalıklar varsa (göziçi kanaması gibi) veya dekolman gelişiminin üzerinden çok zaman geçmiş ise vitrektomi ameliyatı uygulamak gerekebilir. Vitrektomi ameliyatında retina dekolmanına gözün içine girilerek, iceriden ozel teknikler ile müdahale edilir. Çesitli mikro-cerrahi aletler yardımıyla vitreus jeli temizlenir, retina altında biriken sıvı aspire edilir, sıvının retina altına geçtiği yırtık çevrelerine laser tedavisi uygulanır. Uygulanan laser tedavisinin yırtık bölgesini alttaki retina destek dokusuna yapıştırması destek olmak icin göz içerisine tamponat  madde vermek gereklidir. Tampon maddesi olarak hastanın durumuna, gözün durumuna, hekimin tecrübesine göre hava, özel gazlar veya silikon yağı kullanılabilir. Operasyon sonrasında tamponat maddenin maksimum düzeyde etki etmesi ve ameliyatın başarı şansının arttılrılması için hastanın belirli bir baş pozisyonunda belirli süre  yatması gereklidir.
ekol hastanesi whatsapp HEMEN ARA
ekol hastanesi whatsapp WHATSAPP